12 Haziran 2019 Çarşamba

Kitap Önerisi


Aylak Adam - Yusuf Atılgan

Her şeye ‘’karşı’’ duran, ‘’karşı’’ çıkan, ‘’karşı’’ olan bir adam… Aylak Adam… Bir adı bile yok. ‘’C.’’ diyor. Yusuf Atılgan kısaca.

İnsan her şeye bunca ‘’karşıyken kendine de ‘’karşı’’ olmadan nasıl sürdürebilir bir ‘’karşı’’ yaşam?

C., sıradanlığa, tekdüzeliğe, alışılmışın kolaycılığına hiç mi hiç katlanamıyor. Hem farklıyı, kem doğru olanı arıyor. Çabasının boşuna olduğunun da farkında üstelik.

Zor bir karakter, zor bir yaşam, yalın bir roman.

‘’Sustu. Konuşmak gereksizdi. Bundan sonra kimseye ondan söz etmeyecekti. Biliyordu; anlamazlardı.’’

10 Ekim 2018 Çarşamba

Kuyu


Kuyu - Rasim Özdenören

     “Soruyu kendi kendine defalarca tekrarlamıştı: ma
dem dünyaya bakışlarımız farklı bulunuyor ve bu durum iki kişinin bir arada yaşamasına engel sayılıyor, öyleyse niçin bir arada bulunmak için diretiyordu? Ama düz mantıkla cevabının olmadığı sanılan bu sorunun bir cevabının bulunduğunu o, içinin derinliklerinde duyumsuyordu: aşkın kendisi zaten düz bir ilişki değildi, aşk düz bir mantıkla açıklanabilecek bir olgu değildi, o, düz mantığı her zaman aşmıştır; aşk denklik falan gözetmiyor, o, hiç bir şey gözetmiyor; o, ortaya çıkıyor ve varlığını dayatıyor, o kadar!”

9 Ekim 2018 Salı

Deyim Öyküsü


Geçti Bor'un Pazarı Sür Eşeğini Niğde'ye Deyimi Nereden Gelir?

     Bor, Niğde iline bağlı ve ona on üç kilometre uzaklıkta bir ilçedir. Eskiden beri, pazarı ile meşhur olmuştur.

     Böyle anlatılır ki, Bor’un Salı günleri pazarı kurulur; çok kalabalık ve ticareti canlı olurmuş. Çevre köylerden herkes, her türlü malını getirip satabilir ve bu pazarda her aradığını bulabilirmiş.

     Bir Salı günü bir köylü pazara gelmek için erkenden yola çıkmış. Yolda bir su başında mola vermiş. “Biraz dinlenip, eşeğimi de otlatayım” demiş. Eşeğini suladıktan sonra, uzunca bir iple kenardaki bir ağaca bağlamış. Kendisi de başka bir ağacın altına oturup nefeslenmek istemiş. Fakat sabah erken kalktığı için, oracıkta sızıp, derin bir uykuya dalmış. Neden sonra uyandığı vakit, güneşin iyice tepeye vardığını görmüş. Panikleyip hemen eşeğine atlamış ve aceleyle yola çıkmış. Zavallı eşek hem yükü, hem de adamı taşıdığı için yavaş ilerliyormuş. Bu köylü böyle telaşla ilerlerken bir de bakmış ki ilerden kendi köylüleri evlerine dönmekteler. Az sonra yan yana geldiklerinde köylüler işi anlamışlar, komşularına gülüp:

     “Yahu sen ne yaptın” demişler, “Bor’un pazarı geçti; sür eşeğini Niğde’ye. Yarın oranın pazarı anca yetişirsin.”

     Bu öykü dillerde geze geze meşhur olmuş ve kaçan fırsatları anlatmak için “Geçti Bor'un pazarı, sür eşeğini Niğde'ye” sözü söylenir olmuş.


     Bu deyim, bir iş ya da bir şey hakkında, “fırsatı kaçırdın, yeni bir fırsat bekle” anlamında kullanılır.

4 Ekim 2018 Perşembe

Sessizliğin İlk Sesi


Sessizliğin İlk Sesi - Adalet Ağaoğlu

     “Bir isteğiniz?” diye soruyor. Sanki bütün dünya insanlarının bildiği bir dil var da, o dilde soruyor bunu.

     “Başka bir emriniz?” diyor ardından.

     Bu iki soru gümüşsü yeşillikteki bir ormanın sessizliğinde nerden çıktığı belirsiz bir acayip kuşun ötüvermesi gibi geliyor ona.

     “Sessizlik şimdi durduğu yerde, bu boşlukta asılı kalamaz. Sessizlik de ağar, yeni bir şeye dönüşür; sessizlik sesini er geç duyurur.”

     “Sessizliğin doğurduğu ilk ses er geç soluğunu üfürür, bir damarın hiç vurmamış, bir suyun hiç akmıyormuş gibi durmasını engeller; ona yeni bir kıpırdanmayı taşır. Bu kıpırdanma hemen neredeyse işitilir.”

     “Hem anında her yerde ve herkesle, hem anında bildik yerlerin, bildik kişilerin çok uzağında olmaktı bunun adı.”

     “Hadi başla. Başlamak uzun bir hazırlığı gerektirir.”

3 Ekim 2018 Çarşamba

Küçük Prens


Su

     Saint Exupery'nin ünlü ''Küçük Prens'' adlı eserinde, susuzluk hapı satan ve insanın bu hap sayesinde günde bir saat fazladan zaman kazandığını söyleyen pazarlamacıya Küçük Prens'in sorusu şöyledir:

     ''Peki, bu bir saati nasıl harcayacağız?''

     Susuzluk hapı satıcısı:

     ''Hiç... Dilediğin gibi harcayabilirsin'' deyince, Küçük Prens o olağanüstü cevabı verir:

     ''Dilediğim gibi harcayacağım bir saat zamanım olsaydı, şırıl şırıl akan bir çeşmeye doğru yürürdüm.''

27 Mart 2018 Salı

Kitap Önerisi


Cengiz Aytmatov - Beyaz Gemi

     Beyaz Gemi, romanının kahramanı yedi sekiz yaşlarında bir çocuktur. Çocuk; saflığın, bozulmamışlığın ve geleceğin sembolüdür. Aytmatov, çocuğun saf ve temiz dünyasından, hayatın acı ve çıplak gerçeğine uzanan bir roman kurgusu oluşturmayı başarır. Ona göre; çocukluk, gelecekteki insan karakterinin tohumudur. Çocukluk kişinin dilini öğrenmeye ve çevresindeki insanlarla, tabiatla ve özellikle kültürle bağlarını hissetmeye başladığı dönemdir. Aytmatov, Beyaz Gemi'de destan, efsane ve masal gibi bir çok şifahî unsuru kullanmıştır. Geçmişi temsil eden ve masal anlatan dede ile geleceği temsil eden ve hem efsanevî hem de destansı bir mücadele veren çocuk arasında dramatik bir ilişki kurarak insan duygu ve düşüncelerine kendine has yorumlar getirir.

     Dedem diyor ki, geçmiş zamanların birinde, bir han başka bir hanı tutsak almış. Bu han tutsağına: “Eğer istersen benim kölem olarak yanımda kalır, uzun zaman yaşayabilirsin. İstemezsen, en büyük arzunu yerine getirir, sonra da seni öldürürüm,” demiş. Tutsak han düşünüp cevap vermiş: “Köle olarak yaşamak istemiyorum, beni öldür daha iyi. Ancak öldürmeden önce, benim vatanımdan herhangi bir çobanı buraya getirmeni istiyorum.” - “Ne yapacaksın o çobanı?” - “Ölmeden önce ondan bir türkü dinlemek istiyorum.” Dedem diyor ki, işte böyle, vatanlarının bir türküsü için canlarını feda eden insanlar varmış. Böyle insanları görmeyi ne kadar isterdim!

Deli Kızın Türküsü


Gülten Akın - Deli Kızın Türküsü


Sana büyük caddelerin birinde rastlasam
Elimiz uzatsam tutsam götürsem
Gözlerine baksam gözlerine konuşmasak
Anlasan

Elimi uzatsam tutamasam
Olanca sevgimi yalnızlığımı
Düşünsem hayır düşünmesem
Senin hiç haberin olmasa
Senin hiç haberin olmaz ki
Başlar biter kendi kendine o türkü

Yağmur yağar akasyalar ıslanır
Bulutlar uçuşur geceleyin
Ben yağmura deli buluta deli
Bir büyük oyun yaşamak dediğin
Beni ya sevmeli ya öldürmeli

Yitirmeli büyük yolların birinde ne varsa
Böcekler gibi başlamalı yeniden
Bu Allahsız bu yağmur işlemez karanlıkta
Yan garipliğine yürek yan
Gitti giden

Kitap Önerisi

Aylak Adam - Yusuf Atılgan Her şeye ‘’karşı’’ duran, ‘’karşı’’ çıkan, ‘’karşı’’ olan bir adam… Aylak Adam… Bir adı bile yok. ‘’C...